Jan Fabre, kuşağının en çok yönlü ve etkili sanatçılarından biri olarak kabul edilen bir görsel sanatçı, tiyatro sanatçısı ve yazardır. Fabre, farklı disiplinlerde teori ile pratiği, olgulara dayalı bir şekilde birbirine bağlayarak bilgide sürekli bir ilerleme hedefler. Disiplinler arası bağları hem arar hem de görür; bu yaklaşımı sayesinde görsel sanatlar, tiyatro ve yazı alanlarına yeni ve özgün yorumlar kazandırır. Sanatçı, heykel ve çizim arasındaki ilişkiye yoğunlaşırken, bronz ve mücevher böceği kullandığı resim tadında heykeller üretir.


40 yılı aşkın kariyerinde, tiyatro yönetmeni, koreograf, görsel sanatçı ve yazar olarak ün kazanan Fabre; hayvan iskeletleri, doldurulmuş hayvanlar, böcekler, kan gibi tartışmalı medyumlar kullandığı eserlerinde, sembollere ve motiflere yer verir. İnsan ve hayvan arasındaki ilişkiyi, dönüşümün temel unsurlarından biri olarak gören Fabre’in eserlerinde teatral kaygılar öne çıkar. Bedenin varoluşsal anlamını sorgular; onun her duyguya ve düşünceye nasıl uyum sağladığını anlayabilmek için bedenin akışkan sınırlarını araştırır. Bedeni, “ben” kavramını, özbenliği ve daha derin içsel katmanları taşıyan bir kabuk olarak değerlendirir. 

 

Kariyerinin başından itibaren tiyatro ile yakın ilişki kuran sanatçı, performanslarıyla ilgi çekmeye başladı. 1970-80 yılları arasında, yaşadığı sokağın ismini Jan Fabre Sokağı olarak değiştirmesi, Van Gogh’a bir gönderme maksadıyla ailesinin evinin kapısına “Jan Fabre burada yaşamakta ve çalışmaktadır.” yazılı plaket yerleştirmesi, bir kişisel performansında kanını kullanarak yaptığı çizimleri, “The Bic-Art Room” performansında kendini üç gün üç gece objelerle dolu bir beyaz küpün içine kilitlemesi gibi tartışılan ve dikkat çekici performanslar gerçekleştirdi. 1986 yılında kurduğu Troubleyn/Jan Fabre isimli tiyatro topluluğuyla uluslararası çapta başarılı birçok prodüksiyona imza atmaya devam etti.

 

Jan Fabre, 14 Aralık 1958’de Antwerp’te doğdu. Eğitimini Antwerp Dekoratif Sanatlar Şehir Enstitüsü ve Antwerp Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi’nde tamamladı. Brüksel Kraliyet Sarayı’nın tavanına yaptığı ve 1 milyon 600 bin adet mücevher böceği kullandığı yerleştirmesi, 22 metre yüksekliğindeki bir iğneye takılmış dev mücevher böceğini tasvir eden ve Leuven Ladeuzeplein meydanına yerleştirilen heykeli “Totem” gibi çalışmalarıyla dikkat çeken sanatçının eserleri bugüne değin Louvre Müzesi (Fransa); Musée Royaux des Beaux-Arts (Belçika); CAAC Sevilla (İspanya); Musée d’Art Contemporain de Lyon (Fransa); Leopold Müzesi (Avusturya); Forte Belvedere, Palazzo Vecchio, Piazza della Signoria (Floransa); Museum Beelden Aan Zee (İsviçre); Van Gogh Müzesi (Hollanda); Kunsthalle Basel (İsviçre); Venedik Bienali (İtalya) ve Lyon Bienali’nin (Fransa) de aralarında bulunduğu pek çok önemli kurum ve etkinlikte sergilendi. Sanatçının “Ölüm Meleği” adlı oyunu 2006’da 15. İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali ve 4. Tiyatro Olimpiyatları kapsamında İstanbul’da sahnelendi.

 

Jan Fabre, yaşamını ve çalışmalarını Antwerp’te sürdürüyor.