EAA - EMRE AROLAT ARCHITECTURE, GENÇ CUMHURİYETİN CESUR HAMLESİ OLARAK MECİDİYEKÖY LİKÖR VE KANYAK FABRİKASI VE DAHASI: KENT HAFIZASI BAĞLAMINDA VIKVIKLANMALAR” : PİLEVNELİ | MECİDİYEKÖY

Genç Cumhuriyetin Cesur Hamlesi olarak Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası ve dahası: Kent Hafızası Bağlamında Vıkvıklanmalar... EAA-Emre Arolat Architecture

PİLEVNELİ Mecidiyeköy

12 Şubat - 24 Mart 2019

PİLEVNELİ Mecidiyeköy, 12 Şubat - 24 Mart 2019 tarihleri arasında PİLEVNELİ Project tarafından gerçekleştirilen “Genç Cumhuriyetin Cesur Hamlesi olarak Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası ve dahası: Kent Hafızası Bağlamında Vıkvıklanmalar... EAA - Emre Arolat Architecture” başlıklı sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

2000’li yılların başında İstanbul’daki kamu mülkiyetinde bulunan arazilerin bir bölümü, içlerindeki yapıların işlevlerini yitirmiş olmaları nedeniyle ve bu alanların kentin merkezi bölgelerinde konumlanmalarının oluşturabileceği farklı potansiyelleri değerlendirebilmek üzere özelleştirilerek satıldı. Kamuoyunda büyük ilgi uyandıran bu ihalelerden biri de Mecidiyeköy’de, eski Likör ve Kanyak Fabrikası’nın içinde bulunduğu arazi için yapıldı.

Likör Fabrikası yapısının ve önündeki yeşil alanın İstanbul’un fiziksel ve sosyal hafızası içindeki yerini ve etkisini bilen, bunu ikame edilemez bir değer olarak kabul eden ve mevcut yeşil alanı Mecidiyeköy için bir tür nefeslenme yeri, fabrika yapısını ise endüstriyel bir miras olarak gören duyarlı İstanbullular’ın buraya yapılacak herhangi bir proje hakkında endişe duyması, kolaylıkla anlaşılabilir bir durumdu. 2009-2018 yılları arasında EAA tarafından bu alana ilişkin olarak yürütülen çalışmaların öncelikli hedefi, “yer”in bu potansiyellerini olumlu yönde kullanan, mevcut fabrika yapısına hakettiği değeri iade eden ve alanın önemli bir bölümünü kentin ve kentlinin kullanımına sunan bir proje oluşturmaktı.

1930’lu yılların başında, dönemin önemli Fransız mimarlarından olan Robert Mallet- Stevens tarafından tasarlanan Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası, etrafı dutluklarla çevrili olan boş bir arazi üzerine inşa edilmişti. Dönemin modernist yönelimlerini taşıyan ve yatay, güçlü ve dramatik kitleselliği ile kentin hafızasında uzun yıllar boyu yer etmiş olan yapı, çeşitli dönemlerde maruz kaldığı dönüştürme etkinlikleri, duyarsızca yapılan ekler ve incelikten uzak müdahaleler nedeniyle niteliklerini bütünüyle yitirmişti.

Söz konusu proje kapsamında, bu yapının da özgün mimari kimliğine kavuşturulması, hem dış hem de iç algıda yapısal dilinin ortaya çıkarılması ve yeniden işlevlendirilerek kullanıma açıldığında bu özelliklerini sürdürmesi amaçlandı. Bu bağlamda yürütülen çalışmalar kapsamında titizlikle hazırlanan restorasyon ve restitüsyon projeleri doğrultusunda, yapısal olarak hayli yıpranmış ve tüm özgün özelliklerini yitirmiş olan yapının yeniden ve aslına uygun olarak inşa edilmesi yegane yol olarak ortaya çıktı. Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası, kültürel amaçlarla kullanılmak üzere, yerinde ve yeniden inşa edildi.

PİLEVNELİ Mecidiyeköy içinde açılacak sergi kapsamında yer alacak olan “Genç Cumhuriyetin Cesur Hamlesi olarak Mecidiyeköy Likör ve Kanyak Fabrikası ve dahası: Kent Hafızası Bağlamında Vıkvıklanmalar... EAA-Emre Arolat Architecture” sergisi, 1930’lu yıllardan başlayarak bugüne kadar devam eden ve son yılları kamuoyunda büyük ilgi uyandıran Likör Fabrikası sürecini merkezine alıyor. Yapının ilk projelerinden başlayarak geçirdiği evreleri tüm açıklığı ile ortaya döküyor. Sürecin içinde yer alan farklı ekiplerin çalışmalarını, gerçek dokümanlar üzerinden anlatıyor ve gündemdeki soruları cevaplamayı deniyor. İstanbullu’yu bu yapının kendisi ile de buluşturan sergi kapsamında, fabrika yapısı dışında, EAA’nın farklı coğrafyalarda yürüttüğü diğer yeniden işlevlendirme projelerinden de örnekler yer alıyor.